Organizasyonumuzun sektör ile ilgili önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yer almış olması sektör içinden ve dışından kişi ve kurumların farklı yorumlar yapmasına neden olmuştur. Tabii ki yorumlar olumlu olanlar kadar olumsuzdu ve bundan sonra da olacak. Ancak saygının sınırlarını zorlayanlar ve zaman zaman bu sınırları aşanlar, birlik nosyonumuzu güçlendirmekten başka bir işe yaramazlar. Bilerek veya bilmeyerek, kasıtlı veya istemeyerek bu süreci başlatan, geliştiren, sonuçlandıran ve neden olan herkese minnettarız.
Sektörümüzle ilgili bazı yaptırımların gündemde olduğu algısı oluşturmaya çalışıyoruz. “Gözetim hizmetleri sunan firma sayısı ne kadar azsa, hizmet kalitesi de o kadar yüksek.” Üzücü olan ise bu sektörü lokomotif olarak gören firmaların olması. Ancak, bu fikrin doğru olmadığını bilmeleri en iyisidir çünkü zaten 15 yıl önceydi. Sektördeki artan firma sayısının sebeplerini kendilerine bağlamayan bu firmalar, mevcut durum için faturayı kendileri olmayanlara kesmeye çalışıyorlar. Dünya çapında faaliyet gösteren ve sayıları aşmayan bu şirketler, ekonomik ve yapısal güçleriyle% 100 yerli firmaları yok etmeye çalışıyorlar. Evet, bu camiye layık olmayan kişi ve kurumlar var. Her alan gibi! Ve ondan sonra da olacak. Ancak sadece mali ve yapısal ölçeklerimizin küçüklüğünden dolayı bu azınlıktan çıkmamıza izin verilmeyeceğini ve bundan sonra hiçbir üyenin haksız suçlamalara maruz kalmayacağını da bilmek isteriz. Unutulmamalıdır ki sektörde gerekli olmasaydı hiçbir firma ayakta kalamazdı. Bu benim ülkeme özgü bir durum değil. Bu büyük firmalar, faaliyet gösterdikleri tüm ülkelerde açılan yerel firmalar tarafından parçalanmaya başladı. Fiyatları ekonomik ve yapısal güçlerinden düşük fiyata kullanan bu firmalardan bazıları, yerel firmaları ucuza yapmakla suçlayarak kendilerini maskelemeye çalışıyorlar.
UGFD üyeleri olarak bugüne kadar sektörümüze saygı gösterme çabalarımız ve yerli firmaların varlığının tanınması, bundan sonra derneğimiz çatısı altında hep birlikte daha güçlü bir güç göstereceğimize şüphe yok. Bu sebeple bugüne kadar sahip olduğumuz bağımsızlığımız, tarafsızlığımız ve etik sadakat kurallarımızdan ödün vermeyecek, ardından dernek olarak milli sermayemizi güçlendirecek, sektörde personel yetiştirecek ve kaliteyi geliştirecek, genişletecek ve yaygınlaştıracağız. algı. Akreditasyon ve belgelendirme konularının gönüllülük esasına dayalı olduğunu ve bu şekilde yürütülmesi gerektiğini unutmadan, derneğimiz bu konularda üyelerimizi organize edecek, destekleyecek ve teşvik edecektir. Amacımız, düzenlenecek akreditasyon ve sertifika programlarını ofis duvarlarındaki çerçevelerde kağıttan kağıda taşımaktır.
UGFD olarak gönlümüze verecek tüm firmalara kapılarımızı açacak, sektör itibarını gölgelemeyecek, misyon ve vizyonumuzu paylaşacağız. Ülkemizin kalkınması ve ülkemizin güçlenmesi için ülke olarak yalnız bırakılmaya çalıştığımız ülkede tüm gücümüzle savaşacağımız kuşkusuz.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızda belirtildiği gibi, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Her zaman bu yasal zemin üzerinde savaşmaya çalışacağız. Kimsenin iradesine ve arzusuna saygısızlık etmeyeceğiz. Bize haksızlık edenlere, onlara iftira edenlere hukuk temelinde cevap vermekten vazgeçmeyeceğiz. Gün, ulusal sermayenin yok olmasına karşı birlik günüdür.